Cafe de Flore’da oturmuş Matmazel Vivienne’in zarif el hareketleri eşliğinde yanında oturan genç adamla konuşmasını izliyorum. Gözlerinde aşk parıltıları çakıyor. Başını eğiyor mahcup bir edayla. Biran sözler yok oluyor. Duygular uçuşuyor havada. Genç adam elini pardösüsünün cebine atıyor. Küçük kadife bir kutu çıkartıyor. Matmazel Vivienne’in elini tutuyor…
Cafe de Flore’da oturmuş Truman Capote’nin Yerel Renkler’i ile dünyanın çeşitli şehirlerine yolculuk yaparken, kendi Paris öykümün cümleleri kafamda oluşmaya başlamıştı.