Orhan Pamuk yaşadığı dőnemden 400 yıl őncesini anlatmış Benim Adım Kırmızı’da. Son derece başarılı tasvirler beni karlı 1591 yılının Istanbul’una gőtűrdű. Nakkaşların dűnyasına kocaman bir pencereden baktım. Osmanlı saraylarının gizemli entrikalarına karıştım. Farklı karakterlerin ağzından yazılmış bőlűmlerde Pamuk’un kıvraklığına hayran oldum. Cinsiyet, yaş, statű farklarını çok net, temiz ve karakterin kişiliğinden ődűn vermeden, okurun dikkatini dağıtmayacak şekilde betimlemiş. Nakış ve nakkaşlarla ilgili bilgileri kurguya o kadar iyi yedirmiş ki didaktik hiçbir satır okumadım.
Romanın başarısı, aldığı ődűller ve en çok dile çevrilen Orhan Pamuk kitabı olmasıyla da tasdiklenmiş.
2017 yılında aldığım ama okuması bugűnlere nasip romanı #bizimbuyukchallengeimiz ın 10.maddesine ithaf ediyorum.
Peyman Űnalsın Gőkhan
Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları kitabını sevdim aen çok. Masumiyet Müzesi dahil sırayla o zaman kadar çıkardığı tüm kitapları okudum. O noktada yazım dilinin evrildiği yer beni çekmedi ve bıraktım. Ama kitabı oyle güzel anlatmışsınız ki, bunu da okuma listeme ekleyecegim.
BeğenLiked by 1 kişi
Cevdet Bey ve Oğulları benim de favorim… Sanıyorum o kitabıyla çok gőnűlleri fethetmiş. Masumiyet Műzesi’nde bazı yerleri gereksiz uzun bulmuştum. Benim Adım Kırmızı’yı ben beğendim ama tabii biliyorsunuz, doktor, őğretmen, film, kitap tavsiye etmek zordur. Arz talep meselesi, beni etkileyen, başkasını etkilemeyebilir. Sizin yorumunuzu duymak isterim okuyunca :))
BeğenLiked by 1 kişi