Mine Söğüt, yeryüzünün gerçek tanrılarından biri olduğuna inandığı gergedanı öykülerinin baş köşesine oturtmuş. Görünüşü kadar kötü değil aslında gergedan. Aksine otçul bir hayvan ve kendisine bir saldırı sezinlemediği müddetçe de saldırmayan zararsız bir hayvan. Oysa biz Mine Söğüt’ün öykülerinde tüm canlılara, dünyaya zarar veren insanı görüyoruz. Gergedan ise bir köşeden, kınayan masum gözlerle izlemekle yetiniyor.
Günümüz Türkiye’sinin ağır meselelerini, yıllarca kişiliğini harmanlayan Marquez, Saramago, Kafka, Passolini, Lanthimos, Cemal Süreya gibi sanatçılardan alıntılarla işlemiş.
Gotik bir anlatımla yazılan acılı hikayeler hepsi. Okumak için dirençli bir psikoloji lazım.
Benim de okumak istediğim bir “Gergedanlar” var Ionesco’nun 😊 Hala başaramadım.
BeğenLiked by 1 kişi
Aslında ben belirtmemiştim ama Mine Söğüt’ün dokunduğu yazarların, yönetmenlerin arasında Ionesco da var. Gergedan tam da paralel okumalara, izlemelere kapı açan bir kitap. Akabinde Lanthimos’un Köpek Dişi adlı filmini izledim. İnsanı sarsan bir film. Bu anlamda Gergedanlar benim de listeme eklenmeli bence 😊
BeğenLiked by 1 kişi
Okuyup tartışalım o zaman sanal kulübümüzde 😄💜🌹
BeğenLiked by 1 kişi
Çok güzel olur. Ilk fırsatta alıyorum kitabı 😃💜🌹
BeğenLiked by 1 kişi