Bugün güzel ve özel bir gün.
Bugünün güzelliği, sadece cuma olmasından kaynaklanmıyor.
Bugünün güzelliği de, özelliği de hayatımı sırt sırta, omuz omuza, el ele geçirmekten keyif aldığım, gururlandığım sevgili eşimin kişisel fotoğraf sergisini açtığımız gün olmasında yatıyor.
Ortaokul yıllarında başlamış deklanşöre basmaya. O gün bugündür de bu hobisinden hiç vazgeçmemiş. Birbirimizi bulduğumuzda, beni de daha bilinçli, daha iyi gören, hisseden bir fotoğraf sevdalısı haline getiren değerli eşimdir.
Evde bir sürü harici bellek içinde binlerce fotoğraf, ara ara açılıp izlenmeyi bekliyordu. “Hadi sana bir sergi açalım,” diye başlayan sohbetimiz CKM (Caddebostan Kültür Merkezi)’de nihayete erdi.
Sergide yer alacak fotoğraflarla ilgili çok değerli ağabeyimiz Mahir Vardar ile fikir teatisinde bulunurken, kendisinden “Peyman da fotoğrafların altına minik yazılar yazsın” fikri doğdu.
Fotoğrafları seçtik. Yazıları yazdık. Tam da CKM’deki sergi alanını hazırlayacağımız günün sabahında, dün değerli Ara Güler’in ölüm haberini aldık. Duygulandık. Hem de çok. Böylesine büyük bir fotoğraf üstadının vefatı bizi derinden etkilemişti. Ve tabii o günün anlamı bizim için çok büyüktü. Biz de sergiyi hazırlıyorduk. Kimileri için hayatın bitişi, bir başkaları için doğuşu oluyor.
Mavi Gezegen, hayata attığımız en nadide imzalardan biri.
Sergide yer alan birkaç fotoğrafı sizlerle de paylaşmak istedim. 25 Ekim’e kadar Caddebostan Kültür Merkezi’nde sergiyi ziyaret edebilirsiniz.
Meydanı bekleyen bir grup insanız sadece. Güvercinler kadar bile özgür olamayan.
Suretlerimiz yansıyacak suya. Bir damla yağmur düşerse silineceğinden korkarım.
Şehrin karmaşasında, birbirine teğet geçen hayatlar bizimkisi…
Dedemin anlattığı deniz hikayeleri ile büyüdüm. Ondandır, içinden deniz geçmeyen şehirlerle barışık olmayışım.
Şimdi önüme bir de sardalya atarlar. Değmeyin keyfime!
Bir gün insan gücüne ihtiyaç duymayan fabrikalar, robotik sistemlerin tıngırtısı içinde boğulacak.
Ressamın işi bittiğinde, tuvalde bir genç kız yüzü görmeyi ümit ediyordu kırmızı şapkalı kadın.
Sıcak bir hoşgeldinle karşılar sevdiklerini. Çünkü eve dönmek hep çok güzeldir.
Biz şehri gözlerken, üzerimize dikilmiş gözlerden bihaberdik.
Hayat bir tiyatro sahnesi. Bizler de anonim oyuncularız.
Biteviye hayatların uzak ihtimalleri üzerinde takılıp kalmıştı düşünceleri.
Şehir mi daha dinamik, insanları mı?