Güneş Saatine Giden Yol

Rasathanenin kütüphanesinde oturmuş yaşlı gözlerle etrafı süzüyorum. Uluğ Bey’in ölümünden sonra artık buralarda yaşayamayacağım, biliyorum.

Uluğ Bey kuşlarına sonsuz bağlıydı ve özel ihtimam gösterirdi. Babama emanet etmişti kuşları. Babam onları besler, kafeslerinden dışarıya bırakırdı. Soyadımız, Uluğ Bey’in kuşlarına bu kadar özen göstermesi sebebiyle verilmişti bize; Kuşçu. Onlara bakmak için rasathaneye gittiğinde beni de yanında götürürdü. Paçaları rüzgarda uçuşan güvercinlerin kaç takla attığını sayardım. Sonra sessizce rasathanenin içine girer, Uluğ Bey’in yıldız haritalarını, teleskobunu zarar vermekten çekinerek uzaktan incelerdim. Haritaları çizdiğimi hayal ederdim. Uluğ Bey, ciddi bakışları üzerimde, uzun sakalını sıvazlayarak bana yaklaşır ve elindeki kitapları kolumun altına sıkıştırırdı. Sabırsızlanırdım bir an önce eve gidip, sedirde kitapları okumak için. Koşa koşa bahçeye çıkar, eve gidelim diye babamın bacağına yapışırdım.

Bütün gece, kandilin titrek ışığında Uluğ Bey’in kitapları ile hülyalara dalardım. Yaşıtlarım gibi oyun oynamayı severdim, ama en büyük tutkum yıldız kümelerini keşfetmekti. Teleskobun küçük deliğine saatlerce gözümü dayayıp, uçsuz bucaksız gökyüzünü izlerdim. Annem yıldızlara dalıp yemek yemeyi unuttuğum için bana kızardı. Lâkin gökyüzünün bu büyüleyici cisimleriyle ilgili hikâyeler anlattığımda hayranlığını gizlemezdi.

Küçük dünyamızı saran o yalın hare, Uluğ Bey sayesinde parıltılı bir halkaya dönüşmüştü. Ona beslediğimiz saygı ve sevgi sonsuzdu.

Öldüğünde, bir süre için, o parlak halka karanlıklara büründü. Elim bir kaza ya da amansız bir hastalık değildi ölümüne sebep. Kendi kadar insaflı olmayan oğlu Abdüllatif, bu büyük ilim adamını, hükümdarı, tahtına göz diktiği için öldürmüştü.

Pencereye doğru yaklaşıyorum. Gecenin karanlığında yıldızlar çok yakın görünüyorlar. En parlağını Uluğ Bey diye adlandırıyorum.

Peyman Ünalsın

Güneş Saatine Giden Yol” üzerine 2 yorum

  1. Nereye gidiyor bu hikaye derken ürpererek bitirdim. Nerelerden, nelerden geçip geldiğimizi ince bir fırça dokunuşuyla anlatmışsın, eline sağlık.

    gül müyesser

    Beğen

Yorum Yapın